Sayfalar

liman şehri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
liman şehri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Nisan 2016 Salı

BERLİN

Gezi Tarihi ;12 Nisan 2016

Almanya'nın kuzeydoğusunda Havel ve Spree nehirleri arasında kalan Berlin Almanya'nın en büyük şehri ve başkentidir.
Biz Berlin'e Pegasus Havayolları ile uçtuk ve Schönefeld havaalanına indik, burası küçük bir havaalanı uçaktan iniyorsunuz ve  terminale yürüyerek giriyorsunuz. Pasaport kontrolünde ise mutlaka dönüş biletinizi ve otel rezervasyonlarını görmek istiyorlar.



Havaalanından otele gitmek çok da zor olmadı, otel rezarvasyon' umuzu booking.com dan yaptırdığımızdan dolayı sistem bize otele ulaşım bilgisini de verdi. 
Berlin' de tüm şehri kaplayan muhteşem bir toplu taşıma hattı vardır ve dünyanın en gelişmiş metrolarından biridir.
(S simgeli S Bahn trenler yer üstünden U simgeli U Bahn trenler ise yer altından gitmektedir) Gideceğiniz her yere metro kullanarak ulaşabilirsiniz.Toplu taşıma araçlarını kullanmaya başlamadan önce bilet almanız gerekmektedir. Bilet otomatlarında Türkçe dil seçeneği de bulunduğundan çok da zorluk çekmiyorsunuz.


Toplu taşıma sistemi ABC, A,B ve C olarak üç bölgeye ayrılmış. Biz Schönefeld havaalanına indiğimiz ve Potsdam'a da gidecek olmamızdan dolayı ABC yi kapsayan Berlin Welcome Card'ı  tercih ettik.Bu kart tüm ulaşım araçlarına binmenizi sağlıyor. Bileti aldıktan sonra mutlaka "Entwerter" denilen makinalara okutmanız gerekmekte ve iletleri yanınızdan ayırmamanız gerekmektedir. Biz iki defa bilet kontrolüne denk geldik. Bilet alırken kaç gün kalacaksanız o gün kadar bilet almanız daha avantajlı olmaktadır. Sonra sınırsız istediğiniz kadar indi bindi yaparak kullanabilirsiniz. Ulaşım çok rahat hiç aksamıyor yön olayını da bir iki bindikten sonra zaten çözüyorsunuz.
Berlin caddeleri, sokakları ve kaldırımları inanılmaz derece de geniş ve binalar üstünüze üstünüze gelmiyor, gezdiğim süre boyunca hiç dar bir sokağa rastlamadım, çok ferah bir şehir insanı boğmuyor.

Otelimizi bulup yerleştikten sonra Berlin'i keşfetmeye en ünlü meydanı olan Alexanderplatz'dan başladık.


Alexanderplatz Meydanı


TV kulesi ( Fernsehturm  )
Alexanderplatz Meydanı

Bu meydan Mitte bölgesinde ve Spree nehri ile Berlin katedralinin civarındadır. Berlin'in en büyük yapısı olan TV kulesi (Fernsehturm), Rotes Rathaus (Kırmızı Belediye Sarayı), Neptün Çeşmesi ve aynı zamanda halk ve turistler için buluşma yeri olan  Weltzeituhr (dünya saati) bu meydanda bulunmaktadır. Ayrıca bu civarda Berlin'de yaygın olarak tüketilen Currywurst (kızarmış domuz sosisi) satan sokak satıcıları, birçok dükkan ve alışveriş merkezleri de bulunmaktadır. Alexa isimli alışveriş merkezi de bu meydan da dır. Saat 9.00'a kadar açık Pazar günü hariç. Genellikle alışveriş merkezleri saat 8.00'de kapanmaktadır.




Neptün Çeşmesi ve arkada görünen Rotes Rathaus


Berlin Duvarı (East Side Gallery)




Berlin Duvarı


Doğu Almanya vatandaşlarının Batı Almanya'ya kaçmalarını önlemek için Doğu Alman meclisinin 1961 yılında aldığı karar ile Berlin' de örülmeye başlanan 46 km uzunluğundaki duvar.

Bu duvar batı yakasında "utanç duvarı" olarak anılmakta idi.
Duvarın doğu tarafı kaçmaya çalışan insanların daha erken ve kolay görülmesi için beyaza boyanmış. Doğu Almanya'  nın vatandaşlarına Batı'ya göç izni vermesinden sonra 1989 'da bu duvar yıkılmıştır.



Berlin Duvarı


Berlin duvarına ulaşım için Alexanderplatz' dan U8 metrosu na binerek  "Kottbusser" istasyonunda iniyorsunuz ve sonra U1 metrosu ile devam ederek  "Warschawerstr" istasyonunda iniyorsunuz ve istasyonun sol tarafından çıkarak  soldan aşağıya doğru 100 m yürüyerek nehrin kenarında Berlin Duvarı'na ulaşıyorsunuz.

Checkpoint Charlie ( Çarli Kontrol Noktası )



Çarli Kontrol Noktası

Doğu Berlin ile Batı Berlin arasında geçişlerin engellenmesi için bir zamanlar Amerikan ve Sovyet askerlerinin nöbet tuttuğu geçiş noktası.


Turistik ve tarihi olması sebebiyle eski haliyle bırakmışlar. Ücret karşılığı buradaki askerlerle fotoğraf çektirebilirsiniz.



Museum Haus am Checkpoint Charlie

Bu noktaya yakın bir yerde de hayatlarını tehlikeye atarak doğudan batıya geçmeye çalışan insanların hikayelerini anlatan " Museum Haus am Checkpoint Charlie " isimli bir müze bulunmaktadır.





Einstein Cafe

Şu meşhur Cafeler zinciri olan Einstein Cafe'de sadece kahve içip yanında strudel yediğimizden dolayı kahvaltısı ve yemekleri ile ilgili yorumda bulunamayacağım. Ama kahvaltısının güzel olduğunu diğer bloglardan okumuştum.



Einstein Cafe'de dinlenme molası verdiğimizde önümüzde duran çok sevimli bularak fotoğrafladığım bu arabalar yani Trabantlar meğerse bir zamanlar Doğu Almanya yapımı olan çok meşhur otomobil' lermiş. Sahip olmak yıllarca beklemeyi gerektiriyormuş, önce devlete talep için başvuru yapıp sonra da teslimat için sıraya giriliyormuş.
Şimdilerde ise turistik amaçlı kullanılmakta imiş.



Gendarmenmarkt Meydanı


Gendarmenmarkt, Konzerthaus, Fransız Katedrali ve Alman Katedrali'nin bulunduğu bir meydan.




Brandenburger Kapısı



Brandenburger Kapısı (Ön taraftan)

Brandenburger Kapısı Berlin şehrinin ana sembollerindendir. Kuzeyinde Reichstag (Parlemento Binası) bulunur. Soğuk savaş boyunca Reichstag Batı Berlin'de, Brandenburger Kapısı ise Doğu Berlin'de bulunmuştur. Berlin'in tek arta kalan kapısı olan Brandenburger eskiden şehrin doğu ve batı olarak ayrılmasına yönelik varlık gösterirken, duvarın yıkılmasından bu yana artık Almanya Birliğinin Simgesi olmuştur.
Kapı 1788-1791 yılları arsında yapılmıştır.


Brandenburger Kapısı (Arka tarafta )

Brandenburger Kapısı'nın bir tarafı Unter den Linden'e diğer tarafı ise Berlin'in en büyük parkı olan Tiergarten'e uzanmaktadır.





Reichstag (Parlemento Binası)



Reichstag (Parlemento Binası)


Reichstag Adolf Hitler' in Almanya'nın başına geçişine kadar Almanya Parlamentosu' nun toplandığı yerin ismidir. Bugün Almanya Parlamentosu yine aynı isimli binada, Berlin' de bulunmaktadır.
Binanın restorasyonunu yapan Norman Foster binanın üzerine 360 derecelik bakış açısına sahip bir cam kubbe eklemiştir. Buradan parlamento'nun ana salonu görülmektedir.

Müzeler Adası

Spree nehri üzerinde küçük bir adada kurulmuş olan 1 kilometrekarelik alana sahip Müzeler adası 5 müzeden oluşmaktadır. Bu müzeler; Bode Museum, Neues Museum, Altes Museum, Alte National Galerie ve Pergamon Museum 'dur.
Müzeler Adası Unesco'nun Dünya Mirasları listesi'nde bulunmaktadır.




Alte Nationalgaleria

Bu müzelerden en çok ilgi çekeni ve Türkiye tarihi içinde önemli olanı hiç kuşkusuz ki Pergamon müzesidir. Bu müze 3 ayrı bölümden oluşmaktadır.
Klasik Antik Çağ Koleksiyonu,Antik Yakın Doğu Müzesi ve İslam Sanatı Müzesi'dir.
Bergama Zeus Sunağı, Milet'in Market Kapısı, İştar Kapısı ve Mshatta Alınlığı gibi yapılar ve bu yapılara ait eserler gerçek yerlerinden ayrıntılı bir şekilde toplanarak bu müzede tekrar birleştirilmiş ve bu müzenin adını dünya genelinde meşhur etmiştir.
Burayı gezmek için bir hayli zaman ayırmak gerekiyor. İçeri girerken Türkçe seçeneği de bulunan "audio guide" lerden alarak tüm eserlerin tarihçesini öğreniyorsunuz. Gerçekten muazzam bir müze Berlin'e gidip te burayı ziyaret etmeden kesinlikle dönmeyin.
(İçeri girerken yanımızda ki tüm eşyaları dolaplara koymamız gerektiğinden, telefonum da çantamda kalmış olduğundan dolayı  müzenin içinde hiç fotoğraf çekemedim)

Berliner Dom
Berlin'in görkemli sembollerinden olan  Protestan Kilisesidir.
Kilisenin içinde  hiç bir zaman piskopos yaşamadığı için gerçek anlamda bir katedral değilmiş.





Berliner Dom

Bu kilisenin içine girilip hâtta merdivenler çıkılıp panaromik Berlin manzarasını görmek gerekiyormuş fakat biz bunları malesef yapmadık sadece dıştan bakmakla yetindik.

Potsdamer Platz
Berlin'in en meşhur kent meydanlarından olup adını Potsdam şehrinden almıştır. Bu meydan da Berlin duvarından kalan parçaları da görebilirsiniz, bu duvar parçalarına sakız yapıştırmak geleneksel olmuş, ne alaka ise.



Üzerine bol miktarda sakız yapıştırılmış duvar


Kreuzberg
Kreuzberg, çoğunlukla Türklerin yaşadığı "Küçük İstanbul olarak" adlandırılan Berlin'in bir semtidir.


Kreuzberg Merkezi'ndeki  "Zentrum Kreuzberg" tabelası bir tarafta türkçe "Kreuzberg Merkezi" olarak yazılmış. Burda dönerciler, restaurantlar, berberler ve kafeler tüm tabelalar türkçe olduğu için yabancılık çekmiyorsunuz.






Bu bölgede meşhur bir "Mustafa's Gemüse Kebap" adında bir dönerci varmış, gerçi her yerde dönerci bolluğu olmakla birlikte en meşhuru Mustafa imiş. Bize burda döner yemek kısmet olmadı. Kaldığımız otele yakın bir yerde dönerci vardı, birkaç defa orada yedik, döneri gayet güzeldi ve porsiyonları da bir hayli büyük idi.

Kurfürstendamm (Ku'damm)



Kurfürstendamm veya diğer adı ile Ku'damm 3.5  kilometre uzunluğunda güzel, büyük ve işlek bir cadde.Bu ünlü cadde boyunca bir çok lüks mağaza bulunmaktadır. Bu caddenin uzantısı olan Tauentzienstrabe'de Ka-De-We yer alır. Burası Batı Berlin'in en lüks alışveriş merkezidir. Çok katlı ve büyük olup içerisinde pek çok lüks marka bulunmaktadır.

Kaiser-Wilhelm Gedachtnis Kirche (Yıkık Kilise)
Ku'damm da bulununan protestan kilisesidir.

1943 yılında bombardıman sırasında büyük hasar gören kilise Batı Berlin'in bir simgesi olarak görülmektedir.

Potsdam

Berlin'e 1 saat mesafesi olan Brandenburger eyaletinin başkenti Potsdam göl kıyısında bisiklet parkurları,parkları, film müzesi ve benzersiz görkemli sarayları ile ünlüdür.
Bugün şehir'in %75 yeşil alan ile % 25 binalar ve caddelerdir. Potsdam'da yaklaşık 20 göl ve nehir vardır.



Potsdam'ın bir özelliği de Berlin ve diğer şehirlerin aksine II. Dünya savaşında hiç zarar görmemiş olmasıdır.
Potsdam'ın Sarayları ve Parkları Unesco Dünya Kültür Mirası Listesinde bulunmaktadır.





                                                                  Sanssouci Sarayı

Bahçe peyzajı, iç ve dış mimarisi ile hayranlık uyandıran Sanssouci Sarayı 18.yüzyılda Prusya kralının yazlık sarayı olarak inşa edilmiş. 


                                                                      Park Sanssouci 


Sanssouci Sarayı bahçeden görünüş

Kış mevsiminde merdiven kenarlarındaki bitkilere zarar görmesinler diye camdan korumalık yapılmış, yazın ise merdiven kenarları yemyeşil oluyormuş.


Sanssouci Sarayı'nın merdivenlerinden bahçe görüntüsü


Neues Palais'e ulaşmak için yürünen yol.

                                                             Neues Palais ( Yeni Saray) 
                              
Neues Palais'e Sanssouci Parkın içinden yaklaşık 2 km yürüyerek ulaşabilirsiniz.



Brandenburg Strabe

Cafeler ve mağazaların olduğu Potsdam' ın ana caddesi.



-Potsdam'a Berlin Merkez İstasyonu'ndan (Hauptbahnhof) bilet alarak yaklaşık 1 saat süren nefis manzaralar eşiliğinde keyifli bir yolculukla ulaşabilirsiniz.
-Berlin seyahatinizde mutlaka  bir gününüzü Potsdam'a ayırmanızı kesinlikle tavsiye ederim.

Tiergarten




Tiergarten içinde bulunan ve semtle aynı adı taşıyan Berlin'in ünlü bir parkıdır.Bu park 210 hektar alan üzerine konumlandırılmış.



Zafer Sütunu (Siegessaule)

Buraya ulaşmak için Alexanderplatz'ı kendinize merkez olarak seçerseniz U2 metrosuna binerek Zoologischer Garten durağında ineceksiniz. Burda yol boyunca yürürseniz (biz ara ara parkın içinden de yürüdük) karşınıza Zafer Sütünu (Siegessaule) çıkacak, burdan devam ettiğinizde ise Reichstag (Parlemento Binası) ve Brandenburger Kapısı 'na ulaşabilirsiniz.


-Berlin' de yeme içme konusunda hiçbir sıkıntı yaşamadık. Türk dönerciler Almanya' yı istila etmişler. Döner Almanlar' ın bir numaralı yiyeceği olmuş.
Almanlara özgü öyle ahım-şahım özel bir yemekleri olmadığı için damak tadınıza göre değişik ülke mutfaklarının lezzetler ini bulabilirsiniz. 
Kahvaltı konusunda da bir sıkıntı yaşamadık. 
Berlin'e gelmeden önce internetten Berlin ile ilgili araştırma yaparken kahvaltı mekanı olarak önerilen "Baba Angora" isimli restaurant' ın methini okumuştum. Bu kadar methedilen yere biz de gidelim dedik. Bir sabah buraya saat 10.00 gibi gittiğimizde "henüz servisimiz başlamadı, saat 11.30, 12,00 gibi başlar dediler. Aç açına güzel bir kahvaltı hayali ile yollara düşmüşken böyle bir şeyle karşılaşınca tabi ki moralimiz bozuldu. Neyse yapacak bir şey yok dedik (o gün de Brandenburger Kapısı'nı ve civarını gezeceğiz) ve az ilerisinde Alman büfesinden birer sandviç alıp gezeceğimiz yere gidelim dedik. Ama sandviç 'den bir yudum almamızla çöpe atmamız bir oldu. Aman yarabbi ne iğrenç bir sandviç ti öyle (Nasıl yiyorlar bu sandviçleri anlamadım, gözünü seveyim Türk kahvaltısının ).Neyse biz aç açına gezeceğimiz yere gittik, bayağı bir dolaştık ama açlıktan artık gözlerimiz kararmaya başladı. Tekrar bu mekana gitmeye karar verdik, neyse ki servis saati başlamıştı artık.O gün geç de olsa çok güzel bir kahvaltı ile karnımızı doyurduk. 


Tavsiye üzerine gittiğimiz bu mekanı kesinlikle ben de öneriyorum. Yalnız içtiğimiz çaylar kahvaltıya dahil olmadığından hesap biraz tuzluya geldi. Ama öğlene kadar aç gezdikten sonra burda yaptığımız kahvaltı ile midemiz bayram etti.

Baba Angora

- Dip not olarak Türk mahallesi Kreuzberg ' de ki mekanlarda daha hesaplı kahvaltı yapabilirsiniz.

HAMBURG

Gezi Tarihi; 16 Nisan 2016

Berlin' den sonra Hamburg' a hızlı tren (ICE) ile gitmek üzere Hauptbahnhof 'na (Ana tren istasyonu) geldik.( Biletlerimizi Türkiye'de iken internetten almıştık, orada hiç uğraşmadık)
Yaklaşık 2.5 saatlik rahat bir yolculuktan sonra Hamburg'a vardık.Tabii yine ilk işimiz burdan toplu taşıma bileti alıp otelimizi bulmak oldu. Biz İbis Hotel'de konakladık ve gayet memnun ayrıldık.Toplu taşıma istasyonlarına yakın olduğu için rahatlıkla merkeze ulaşabiliyorsunuz.



Hamburg Almanya'nın ikinci büyük şehri olup, dünyaya açılan kapısı olarak da adlandırılmaktadır.


Almanya'nın en büyük limanına sahiptir. Kuzey denizinden içeri doğru uzanan Hamburg, Rotterdam'dan sonra Avrupa'nın en büyük 2. büyük limanı olup, dünyada ise 9. sıradadır. Hamburg Limanı, şehrin en önemli ekonomik gelir kaynağıdır.

Hamburg Limanı

Hamburg Elbe, Alster ve Bille Nehirlerinin kesişim noktasında bulunur. Bu özelliğinden dolayı sadece Almanya' nın değil tüm Kuzey ve Orta Avrupa' nın en önemli ticaret kapısı olmuştur. Şehir merkezi Binnenalster ve Aussenalster Gölleri etrafında kurulmuştur. Kanallar şehri olan Hamburg su kanallarını birbirine bağlayan 2302 adet köprüye sahiptir.




Rathaus ( Belediye Binası )
Hamburg'un en önemli simgelerinden olan Rathaus ( Belediye Binası) Neo Rönesans dönemi mimarisinin yapılarından biri olup 11 yıllık yapım aşamasından sonra 1897 yılında hizmete girmiştir.


Rathaus

Yeşil çatılı kum taşından yapılmış, uzun kuleleri olan Belediye Binası' nda yaklaşık 647 oda bulunduğu söylenmektedir.


Rathaus

Rathaus kentin merkezinde olup ünlü Mönckebergstrasse caddesinin sonunda bulunmaktadır. Bu cadde ana tren istasyonundan (Hauptbahnhof) başlayıp Rathaus' a kadar devam etmektedir. Bu ünlü ve hareketli cadde üzerinde bir çok mağaza, alışveriş merkezi ve cafeler bulunmaktadır. Rathaus'tan sağa doğru devam ettiğinizde Alster Lakes (Alster Gölü) bölgesine ulaşıyorsunuz.


 Mönckebergstrasse 

Alster Gölü  ve Jungfernstieg    

İki parçadan oluşmakta olan Alster gölü şehir merkezinde bulunmakta olup bu semtin adı Jungfernstieg' dır. Alster gölü Alster nehrinin devamı olup köprüye kadar olan küçük kısım Binnenalster ,daha büyük olan kısım ise Aussenalster dir. Çevresinde restaurantlar, cafeler, bisiklet ve yürüyüş yolları ve çok güzel vilallar bulunmaktadır. Gölde zaman zaman kürek ve yelken yarışları da yapılıyormuş. Göl kenarında bulunan "Cafe Alexadlı mekana oturup etrafı seyrederek  kahvenizi yudumlayabilir ya da karnınızı doyurabilirsiniz.
Hamburg gezinizde bu mekan da bir mola vermenizi kesinlikle tavsiye ederim.



Ayrıca Alster gölü üzerinden yapılan tekne turlarının başlangıç noktası da bu cafe' nin yanında bulunan Alster iskelesidir. 


Jungfernstieg




Burdan başlayan tekne turlarına katıldığınızda gölün üzerindeki bir çok kanallardan geçerken kırmızı tuğladan yapılmış bir çok binanın kanallarla ayrılmış olduğunu göreceksiniz.






  Fish Markt (Balık Pazarı )

Hamburg Liman Bölgesi' nde 1703 yılından beri kurulmakta olan tarihi bir pazardır. Kesinlikle gidilmesi gereken bir yer olan Balık Pazarı,  sadece Pazar günleri ve saat 05.00 - 10.00 arasında kurulmaktadır. Fiyatların ucuz olması sebebi İle bir çok Hamburg' lu sabahın erken saatinde buraya akın etmektedir.




Balık Pazarında her türlü çiğ ve pişmiş deniz ürünleri,meyve-sebze sepetleri, hediyelik eşya, çiçek ve tekstil ürünleri de bulunmaktadır.



Sepet içinde satılan meyve çeşitleri.



Sabah sabah balıklı sandviç yiyenler.



Fish Markt iki bölümden oluşmaktadır. Birincisi büyükçe bir alana kurulmuş olan pazar yeri, ikincisi ise içerisinde insanların eğlendiği  hangar görüntüsünde olan  bir bina.


Bu hangar görünümlü binada sabah 5'ten itibaren  değişik gruplar canlı müzik yapmaktadırlar. Genelde burada bir gün önce Reeperbahn'dan (Hamburg St.Pauli semtinde gece hayatının yaşandığı cadde) kalan akşamcıların dışında, balık alan, satan, yiyen ve dans eden insanlar görebilirsiniz.

Blankenese ( Kuzeyde bir Akdeniz Kasabası)

Blankenese,Hamburg'ta eğer vaktiniz kalırsa ziyaret edilmesi gereken şirin mi şirin bir tatil kasabası.
Buraya S-bahn trenleri ile kolayca ulaşabilirsiniz.




İndikten sonra da 48 ring otobüsüne binerek istediğiniz yerde inip yemyeşil bir kasaba içinde ve nehir kıyısında harika bir yürüyüş yapabilirsiniz. Geri dönmek için yine aynı otobüse binerek merkeze gelebilirsiniz.


Çok güzel ve ilginç villalar bulunmaktadır.